Küçük Bir (İleri-Geri) Çeviri Serüveni
Feyyaz Kayacan’ı anarak
1992’ydi. Feyyaz Kayacan sağdı. Kadıköy’de Akmar Pasajı’nda Celal Gözütok’un sahaf dükkânında Tuğrul Tanyol’la karşılaştım. Elinde tek yapraklı İngilizce bir broşür/kitap istek formu vardı. Form, Feyyaz Kayacan’ın İngiltere’de The Rockingham Press’ten çıkardığı Modern Turkish Poetry adlı antolojinin istek formuydu. Bir yüzünde Nâzım’dan bir şiir (“My Funeral”), öbür yüzünde ise Tuğrul’un bir şiiri (“The Wind”) vardı. Feyyaz Kayacan’ın İngilizceye çevirileriyle.
Nâzım’ın o şiirini –tabii ki– biliyordum. Tuğrul’un şiirini ise hiç görmemiştim. “Ben bunu bir geri-çevireyim, bakalım aslına ne kadar yakın düşecek?” dedim Tuğrul’a. “Pek yakın düşmez” dedi. (Önce normal bir tespit diye baktım bu yoruma. Sebebini tam olarak sonradan anladım) Yine de formun bir fotokopisini aldım ve “The Wind”i “Rüzgâr” adıyla geri-çevirmeye koyuldum.
Kitap istek formundaki Kayacan çevirisi buydu:
THE WIND
When my eyes are averted I can hear
The wind at the back my house
but when I look, silence is everywhere.
Outside the window, the branch of a tree:
the wind hidden and ripe in the stone of every fruit.
Benim geri-çevirim de bu:
RÜZGÂR
Gözlerim başka yerdeyken işitebiliyorum
evimin arkasındaki rüzgârı:
ama dönüp baktığımda her taraf sessiz.
Pencerenin dışında bir ağacın dalı var:
meyve çekirdeklerinde saklı ve olgun rüzgâr.
Geri-çevirim yeni bitmişti; sanırım bir Borges çevirisi için Metis Çeviri’leri karıştırıyordum. 1988 yılında çıkan 4. sayıda “Rüzgâr”a ve Kayacan çevirisine (“The Wind”) rastladım. (Daha önce görmüştüm ama üzerinde durmamıştım demek ki; şiirin ne aslını ne de İngilizce çevirisini gerçekten hiç hatırlamıyordum.)
“Rüzgâr”, yani şiirin aslı, işte bu:
RÜZGÂR
Evimin ardında rüzgâr
Ben bakmayınca ses veriyor
Ben bakınca her yer sessiz
Pencerenin dışında ağacın dalı
İncirinde rüzgâr saklı.
Kayacan’ın Metis Çeviri’de çıkan, kitap formundakinden sadece noktalama ve kıta bölümlenmesi açılarından küçük farklar içeren çevirisi “The Wind” de bu:
THE WIND
When my eyes are averted I can hear
The wind at the back of my house.
But when I look, silence is everywhere
Outside the window, the branch of a tree.
The wind hidden and ripe in the stone of every fruit.
Bu çeviriyi de geri-çevirdim. Şöyle:
RÜZGÂR
Gözlerim başka yerdeyken işitebiliyorum
Evimin arkasındaki rüzgârı
Ama dönüp baktığımda her taraf sessiz.
Pencerenin dışında bir ağacın dalı var:
Meyve çekirdeklerinde saklı ve olgun rüzgâr.
(Tabii bu geri-çeviri öncekinin bir versiyonu aslında.)
Şimdi şiirin aslı, ilk hali elimdeydi artık: “Rüzgâr”ı bir de ben İngilizceye çevirdim – bütün bu aşamaları elimden geldiği kadar bir yana bırakıp, çevirimi etkilemelerini engellemeye çalışarak. Umarım başarmışımdır:
THE WIND
The wind at the back of my house
Sounds whenever I don’t look;
When I look, silence is everywhere
Outside the window, the branch of the tree;
In its fig is hidden the wind
Kırılacak bir tek çubuk kalmıştı, onu da kırdım: kendi çevirim olan “The Wind”i de geri-çevirdim:
RÜZGÂR
Evimin arkasındaki rüzgâr
Ses veriyor bakmadığım zamanlar;
Baktığım zaman her taraf sessiz.
Pencerenin dışında ağacın dalı,
İncirinde rüzgâr saklı
Görüleceği gibi son iki dize şiirin aslındakilerle aynı. Bu sonuçta (artık) şiirin aslını bilmemin dahlinin çok az olduğunu düşünüyorum. Geri-çevirinin cilvelerinden biri olsa gerek. Ne olursa olsun, benim için ilginç bir çeviri serüveniydi. Başkalarını da ilgilendirebileceğini umuyorum.
(Bu yazı daha önce TÖMER, Yıl 1, Sayı 3, Güz 1994’de ve Muhayyelat adlı dergide yayınlanmıştır.)