Çeviride Kontrollü Dil ve Dil Tutulması

Posted by on Nisan 19, 2009 in Deneme, Manşet

(Makine Çevirisi ve Saçaklı Mantık)

Ağaç aynı yerde duruyor yıllardır; yaprakları dökülüp yeniden açarak. Saçlarımız uzuyor, beyazlıyor hatta; elimizde olmadan. İnsanoğlu kontrolü altına almaya çalıştıkça direniyor doğa. Umursamaz! Gene de azimli insanoğlu, dünyayı tektipleştirmeye çalışıyor ve tüm dünyanın onun gücüne tapmasını istiyor. Fütursuz!

Makine çevirisinin mükemmelleştirilmesi adına yapılan çalışmalar devam ediyor. Bazıları “az kaldı, tüm dünya dilleri arasında yetkin çeviriler yapılması yakındır” dese de bunun hiç de öyle kolay bir şey olmadığı ortada. Bunun en açık kanıtı ise sınırlandırılmış, kontrollü bir dilde yazarak makine çevirilerinde mükemmelliğin yakalanması girişimi. Kısaca tanımlamak gerekirse, kontrollü dil, çevirisi yapılacak metinlerin, “makine çevirisinin sınırlı dünyasına uygun formatta” yazılmasıdır diyebiliriz. Veya 0-1 imparatorluğunun insanoğlunun zihnini esir alması. Makine çevirilerinin bir türlü istenen mükemmelliğe ulaşamaması sonucu çok-uluslu talepciler yazılım geliştirmecilerini şu mantığa yöneltmiş görünüyor: makine insan beyninin olanaklarına ulaşamıyorsa, insan beyninin olanakları makineninkine indirgenebilir. Beynin sınırları geri çekilerek hem dil istenildiği gibi kullanılabilir hem de dolaylı olarak zihin kontrol altına alınabilir. Ucuz ve kolay bir çözüm!

Google adlı Makinenin Çeviri Örneği

Google adlı Makinenin Çeviri Örneği (Nisan 2009)

Basit kelimelerle basit tümceler kurulması, etken-edilgen çatıların yalnızca etken olanının kullanılması, tümcenin birkaç tümcecikten değil tek özne + tek yüklem ve nesneden oluşması, zamir/gizli özne kullanılmaması, çok gerekiyorsa zamir yerine cümlede aynı ismin birkaç kez tekrarlanması (makine o zamirin dişi mi, eril mi olduğunu ve neyin yerine kullanıldığını algılayamıyor) gibi çeşitli kuralları olan bu “kontrollü dille çeviri amaçlı yazı yazma” eylemi için insanın beynini robotlaştırması ve beyninin “dilde yaratıcılık” bölümünü kapatması gerekiyor. Robotik düşünme yetisi olanların başarılı olacağı bir dünya öngörüyor kontrollü dille makine çevirisi. Sömürgelerin yoksulluğu gibi insan zihninin de yoksullaştırılması gerekiyor bunun için. Dil emperyalizminin son halkası da tamamlanıyor…

Ağaç hep aynı yerde, yapraklarını döküp tekrar açarken, insan beyni kontrol altında 0-1 imparatorluğuna teslim. 1-0.

Dil organiktir; ilerlemesine ket vurulduğu zaman yeni genişleme olanakları arar kendine. Bulamazsa, yabancı unsurları içine alır; öyle ürer bu kez. Bunun sonucunda dilin doğal akışı bozulur, tutuklaşır, kekemeleşir dil.  Ülkemizde önce çeviri dizilerin, çeviri teknoloji ürünlerinin etkisiyle yeni bir Türkçe konuşmaya başladık. Daha sonra zamanla birbirimizi tamamen anlayamaz hale geldik. Üç kişinin bulunduğu bir sohbet ortamında, bir kişi muhakkak ötekinin söylediklerini üçüncü kişiye tekrar açıklama gereksinimi hissediyor. Hem dinleyende algılama bozukluğu hem de anlatanda anlatamama sorunu görülüyor toplumda. Dilimiz tutuldu adeta; ne kendimizi ifade edebilir ne de karşımızdakini anlayabilir durumdayız artık.

Teknolojide tamamen dışa bağımlı olan ülkemizin veya ülkemiz benzeri başka ülkelerin zaten tutulmuş olan dilinin, kontrollü dille yazma ve çevirme sonucu nasıl evrilip değişeceğini bir düşünelim.

Bu yöntemin uygulanması sonucu, çeviri yazılımının istemediği sözcükler ve dilbilgisi yapıları dilimizden dışlanarak, adeta George Orwell’in kehanetini doğrularcasına teknolojik “yenikonuş” sözlüğü ile dil tutulmamız global afaziye[1] dönüşecek. Kuşkusuz!

Digital Evolution

Sayısal Evrim, Rommel Bundalian.

Belki de ağaç, yıllar sonra, gene bağımsız ve umursamaz, eriğe durduğunda, insan kontrollü bir dünya için kontrollü bir dille yazıp çevirerek yeni bir dil konuşuyor olacak, robotik.

Olsun, daha fazla teknoloji daha ileri bir gelişmişlik seviyesine ulaşmamız için gereklidir de diyebiliriz. Daha fazla araba üretilsin; daha fazla fabrikalar kurulsun, herşey daha fazla satılsın, araba çöplükleri daha fazla metalle dolsun. Fabrikalarda üretim hatları endüstriyel çeviri yapan, tüm dünya dillerini kontrol altına alan, tektip dil yapısı temelinde çalışan çeviri yazılımlarıyla harekete geçsin; kime ne?  Herkes aynı ürünü veya eylemi aynı formatta, aynı dilbilgisi çatısıyla ifade etsin; ne çıkar? Herşeyin yapayını üretebiliyorken neden başka bir dile çevrilecek bir metni kendi dil olanaklarımızı kısıtlayıp yapay olarak üretilen yeni bir dilde yazıp çevirmeyelim ki? Bununla eşgüdümlü olarak, okuma eylemini de tektip tümceleri ezbere algılama yeteneğine indirgemeyelim? Herşey hayatı kolaylaştırmak için değil mi..

O zaman okuma ve yazma eylemlerinin başlı başına bir uğraş, çevirinin dillerin dili olduğu gerçeği tersyüz edilerek,[2] okuma ve yazma ezbere dayalı birer algılama, çeviri ise güdülenmiş kontrollü bir dilin bir başka dile belli cümle kalıpları içinde aktarılmasından ileri gidemeyen edimler haline gelecek. Emeksiz!

Keşke çok-uluslu teknoloji devlerinin hızla küreselleşmesi ve aynı hızla yerelleştirilmesi ve daha çok nüfusa daha çok ürün satması tek amaç olsaydı dedirtecek başka gelişmeler olmasaydı; belki o zaman bütün bunlar dil emperyalizminin sıradan bir eleştirisi olarak kabul edilebilirdi.

Teknoloji devlerinin, çevirisi yapılacak metinlerin tektip, kontrollü bir dille yazılmasını öngören ve makine çevirisi için kontrollü dille yazma adı verilen bu “dahiyane icadının” kullanıldığı kayda değer başka alanlar da var. Çaresiz!

Bu yöntemin, özellikle eğitim ve iletişimle ilgili devlet kurumları ve sivil toplum örgütlerinde dil, çeviri ve içerik yönetimini tek elden yürütecek uluslararası bir standartın[3] çıkartılmasında kullanılması için çalışmalar yıllar önce başlatılmış bile. Bununla da dünya köyüne tek teknoloji – tek terminoloji gibi tek devlet yapısı – tek devlet terminolojisi getirilmek isteniyor olmalı.

Bir dilin iletişim olanaklarının, dil kaynaklarının, terimlerinin, kaynak yönetiminin, dil verilerinin yazılım diliyle kontrol altına alınarak tüm dünya dillerinin dahil olduğu tümleşik bir yapıda tektipleştirilmesiyle, o ülkenin devlet kurumlarından başlayarak büyük dünya köyünün bir üyesi haline gelmesi ve sonucunda dilini ve kendini yitirmesi iyi bir bilim-kurgu filmi senaryosu olurdu herhalde. Filmin bir sahnesinde, arka planda eriğe durmuş bir ağaç da görünürdü belki. Belki erik ağacının altında yazılmış bir film senaryosuydu tüm bunlar. Mevsimsiz!

C-3po ve Luke


[1] Global afazi, insanın anlaması, konuşması, yazması, okuması, söyleneni tekrarlaması ve objeleri adlandırmasının bozulması anlamına geliyor. Daha fazla bilgi için bkz. çeşitli tıp sözlükleri.

[2] Sayın hocam Akşit Göktürk’ün Okuma Uğraşı ve Çeviri: Dillerin Dili adlı sarsılmaz klasiklerine ve ruhuna saygıyla.

[3] ISO/TC 37.

Ek okumalar: http://www.tcworld.info/file/tcworld_2009_02.pdf (özellikle s. 16).

Ayrıca bkz. Uwe Muegge, http://www.muegge.cc/controlled-language.htm.