İletişim ve Dil Devrimi

Posted by on Ocak 11, 2010 in Çeviribilim Kitapları

Kitap: Demircan, Ömer (2000)

İletişim ve Dil Devrimi

İstanbul: Yaylım Yayıncılık (325 s.)

*

Değerlendiren: Oktay ESER (Doktora öğrencisi, İstanbul Kültür Üniversitesi Yabancı Diller Merkezi, okutman)

Ömer Demircan, İletişim ve Dil Devrimi adlı bu kitabında dil devrimi öncesinde ve sonrasında yer almış dilsel konulara yer veriyor ve Dil Devrimi’ne amaçları çerçevesinde yaklaşarak toplum ile Türkçe arasındaki ilişkilere iletişim açısından bakıyor. Kitap beş bölümden oluşmaktadır. 1-İletişim, 2-Cumhuriyet öncesinde Türkçe, 3-Cumhuriyet döneminde Türkçe, 4-Özleştirme, ve 5-21. yüzyılda Türkçe başlıkları taşıyan bölümlerde sıkça dipnotlara başvurulmuştur.

Kitabın birinci bölümünde, iletişimin tanımı yapılıyor ve iletişimin dille olan ilişkileri anlatılıyor. Türkçede göstergeler konusuna değinirken gösterge türleri hakkında bilgi veren yazar, ileti üretiminde göstergeleri duyusal ve duygusal olarak ikiye ayırmaktadır. Dilbilgisi evrensel, ortak, ve dil özel dilbilgisi olarak üçe ayrılır ve söylem tanımından sonra kitle iletişim kurumlarında yapılan Türkçe dil yanlışlıkları inceleniyor.

Bu bölümü izleyen bölümde Cumhuriyet’ten önce kullanılan Türkçe konusu işlenmektedir. Türkçenin kökeni ve dilsel türü yanında bugünkü Türkçe lehçelerine değinilmiş ve Anadolu’da kullanılan Türkçe, Selçuklular ve Osmanlılar dönemi olarak ele alınmıştır. Devlet dili, halk dili, eğitim-öğretim dili ve bilim dili açısından Türkçenin durumuna bakılmıştır. Dil/ekin, iletişim aracı olarak çeviri, bu bölümde işlenen konular arasındadır. Çeviri konusu Abbasi halifesi Me’mun tarafından Bağdat’ta kurulan Beyt-ül Hikme’den başlayarak irdelenmiş ve ekinsel gelişim ve devlet yönetiminde çevirinin oynadığı rol anlatılmıştır.

Üçüncü bölümde, Cumhuriyet döneminde Türkçe ele alınırken Atatürk-İnönü dönemi de unutulmamıştır. Türk hümanizması ile laiklik ve medeni kanunun uygulamaya girdiği ve yazı dili ile konuşma dili arasında bir uzlaşma yolu aradığı bu dönemde Genç Kalemler dergisince başlatılan Yeni Lisan akımının benimsediği ilkelere ayrıntılı bir şekilde yer verililiyor. Türk Dil Kurumu’nun gelişimi,  Güneş-Dil teorisi ve Köy Enstitüleri de anlatılan öteki konular arasındadır. Hasan Ali Yücel’in yönetiminde 1940 yılında Tercüme Bürosu’nun kuruluşu ve çevirinin ulusal ekinin gelişmesine katkılarına değiniliyor. Bir sonraki bölümde devlet dili olarak Osmanlıcanın sadeleştirme ve çağdaşlaşma olmak üzere iki işlemden geçirildiği belirtiliyor. Özleştirmede (Arılaştırma) denklik sorunları, öz biçimlerin ayrılması, yeni türetilmiş sözcükler, sözcük yapım yolları kitabın bu bölümünde yer alan konulardan bazılarıdır.

Son bölüm, siyasi partilerin özelleştirme çalışmalarında başı çektiğine vurgusu ile başlamaktadır. Kültür derslerinde Türkçe, fen derslerinde ise yabancı dile dayanan öğretime çifte dilli eğitim denildiğini ve Anadolu liseleri örneği açıklanıyor. İki dilli öğretim yanında yazar yabancı dil öğretimi ve tek dilli öğretime de değiniyor. Yeni bilgi üretiminin olmadığı bir ortamda çeviriye bağlılığın arttığı belirtilerek çeviri ihtiyacının nasıl oluştuğunu inceleniyor.

Bu kitap, Türkçenin geçirdiği aşamaları iletişim ve dil devrimi penceresinden irdeleyerek okuyucunun bu konularda bilinçlenmesine ışık tutmaktadır. Ayrıntılı dipnotlar bu konuda araştırma yapan uzmanlara yöneliktir.  Konuyu bu yönüyle ele alan ender kaynaklardan biridir. Dil, çeviri ve bu konudaki toplumsal gelişmelerin artalanları üzerine çalışan araştırmacılar için başvurulacak temel kaynaklar arasındadır.