100 Temel Eser’in Mantığını Çözdük!

Posted by on Eylül 12, 2006 in Güncel

Kamuoyunu bir süredir meşgul eden 100 Temel Eser tartışmalarının karanlık yüzü aydınlatıldı. Meğerse, aynı uygulama günlük yaşamın birçok alanında da yapılıyormuş, fakat farkında değilmişiz. 100 Temel Eser’in gizemi, çok basit bir şekilde çözüldü: İstanbul’un su işlerinden sorumlu olan İSKİ’ye ait bir su faturasının üzerine baktık.
İSKİ faturasının ön yüzünde en az 100 Temel Eser tavsiyesi kadar şaşırtıcı bir tavsiye yer alıyor. İstanbul’un bütün evlerine su dağıtan, belediyeye bağlı resmi kurum, İstanbullulara su depolarını temizletmek üzere özel bir şirketi TAVSİYE ediyor. İfade şöyle: “Sayın Müşterimiz, TEMİZ SU İÇMEK İÇİN SU DEPOLARINIZI TEMİZLETİNİZ. Hamidiye A.Ş.’nin TLF. NO: …”
Durup bir düşünmek lazım. İSKİ, bizim musluklarımızdan su akmasıyla sorumlu kurum, hangi DEPO’dan bahsediyor? Sular kesilecek, deponuzu hazırlayın mı diyor? Dahası, neden bize bir özel şirketi tavsiye ediyor? M.E.B. de, bizim eğitimimizden sorumlu kurumdu, o da bize 100 Temel Eser’den bahsederek özel yayınevlerini tavsiye etmişti.

sufaturasi1.JPG

İSKİ faturasının ön yüzünün en altında şöyle yazıyor: “Arka sayfayı okumanız menfaatiniz gereğidir.” Menfaatimize uyarak arka yüzü okuduğumuzda 7. maddede şunu görüyoruz: “Suyumuz Avrupa Birliği ve diğer standartlara uygundur.” Demek ki AB’nin bir su standartı varmış ve İSKİ’nin suyu da buna uygunmuş; herhalde bu standart, “içilebilir” olmayı da içeriyordur. “Diğer standartlar”ın ne olduğu anlaşılmıyor.

sufaturasi-arka1.JPG

Peki öyleyse, İSKİ’nin suyu içilebiliyorsa, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin de ortaklarından olduğu Hamidiye AŞ’nin tavsiye edilmesi, ayrıca Hamidiye sularının, bu kutulanmış suların reklam broşürlerinin evlere dağıtılmasının anlamı nedir? Büyükşehir Belediyesi bize İSKİ aracılığıyla “AB standartında” su veriyor mu, vermiyor mu? Hamidiye aracılığıyla ne verecek?
Hamidiye AŞ genel müdürü Kenan Kılıç’ın 29 Mart 2006 tarihinde söyledikleri buna ışık tutuyor:

“Su içmenin önemine de temas eden Kılıç, ‘Türkiye’de bulunan firmaların yüzde 70’i sağlıksız su üretiyor. Tüketicinin satın aldığı suyun kalitesini araştırması gerekiyor. Bunu araştırmak zor değil, her sağlık ocağında kolayca yapılabilecek bir araştırma bu. Halkımız para verip de sağlıksız sular içmesin, ne suyu olduğunu bilmedikleri suları içerek sağlıklarına zarar vermesinler. Bilmedikleri markaların suyunu içmek yerine musluk suyu içsinler daha faydalı olur.’ uyarısında bulundu.”

Yani Büyükşehir Belediyesi’nin ortağı olduğu Hamidiye suyu yine Büyükşehir Belediyesi’nin kurumu olan İSKİ’nin dağıttığı, AB standartlarına uygun musluk suyundan daha iyi. Elbette. Halk eğer isterse, suyu alıp bir sağlık ocağına gider, kurumların yapması gereken denetlemeyi kendisi yaptırır, kaliteyi anlar. Güzel mantık. İşte, yukarıdaki alıntıda geçen “su” sözcüğünün yerine “çeviri” sözcüğünü koyarsak, 100 Temel Eser çevirilerindeki kargaşanın da, intihallerin de mantığı apaçık ortaya çıkıyor. M.E.B. de, halka kendisinin önerdiği eserleri satın aldığı zaman bu çevirilerin kalitesini denetlemeyi, denetlettirmeyi önermişti:

“Veli, çocuğuna kitap alırken, eser eğer yabancıysa önce çevirmenine bakmalı, kitabın aslına uygun çevirisi yapılmış mı kontrol etmeli. Eğer bu seçimi yapmakta zorlanıyorsa, çocuğunun öğretmeninden yardım istemeli.”

Şöyle de denebilir, “Bilmedikleri çevirmenlerin çevirilerini okumak yerine televizyon seyretsinler daha faydalı olur.” İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Su için Hamidiye AŞ’yi kurduğu gibi, kültür için de Kültür AŞ’yi kurmuştu. Acaba M.E.B. de bir Çeviri, Çevirmen, hatta Çeviribilim AŞ kuramaz mı?

Bu manzaraya şaşkın şaşkın bakarken, insanın aklına hemen kayıp kültür mirası Sakalı Şerifler de geliyor elbette. Acaba, halka ait kültür mirası olan Sakalı Şerifleri, Suudi kralları görsün diye havaalanlarına yasadışı bir şekilde götürten, sonra da kaybolduklarını ilan eden Kültür ve Turizm Bakanlığı için nasıl bir mantık yürürlükte? Aynı mantık olabilir mi, yoksa daha girift bir mantık mı sözkonusudur? Kimbilir, onu hangi fatura üzerinde keşfedeceğiz.

1 Temel Uyarı: Bu yorum, tümüyle gerçeklere dayanıyor, fakat elbette bir mizah yazısı. Sadece gerçeği katlanılır hale getirmeye çalışıyor.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir