“Padişahlar Ölmez, İmparatorluk Bölünmez”

Posted by on Temmuz 23, 2010 in Deneme, Güncel

Akşam karanlığı çökmeye koyulduğu zaman, sekiz aylık oğlumu annesinden alıp yatağına koyuyorum, başında bir sandalyeye tüneyip uykuya dalmasını bekliyorum. Bebekler uykuları olsa bile hemen uykuya dalmıyor, öğrenilen bir şeymiş meğer uyumak: kalkıyor yatırıyorum, kalkıyor yatırıyorum bir süre, sonra kendini oyalamaya çalışıyor yatağın kenarıyla ve bir şeyler oluyor, uyuyor.

Düşünüyorum: bütün gün oynadı, oyalandı, oyaladık onu – sonra ilerde yuvada benzerleriyle oynayarak oyalanacak belki, sonra okula gidecek, günün büyük kısmını öğretmenlerin oyalamasıyla geçirecek, en az on sekiz, yirmi yıl böyle oyalanacak, başkaları delikanlı sayacak onu, ama ben çocuk olarak göreceğim, yıllarca oyalana oynaya büyüyen bir bebek.

Sonra bu bebekleri askere çağırıyorlar – benim gibi karşı çıkıyorlar belki bir süre, en eski çağlardan beri genç erkeklerin sığındığı o eğitim oyalanmasına sığınıyorlar, sonra bakıyorlar arkadaşları metalci, anarşist, ekolojist falan olsalar bile paralı askerlik yapmakta tereddüt etmiyorlar, gidip parasız askerlik yapıyorlar – benim gibi istihkam eğitimi alıp mayın toplamayı öğreniyor ve genellikle benim gibi tercüman olma şansı bulamayıp çatışmalı bir bölgeye gönderiliyorlar, dağbaşında ıssız bir karakolda, anne babalar tedirgin bir bekleyişle düşünürken onları, ülkenin dört bir yanından gelen diğer erkek bebeklerle gece nöbetleri tutmaya başlıyorlar.

Sonra ölüm haberleri geliyor – uğursuz başka bebekler roketatar mermisi, kurşun yağdırıyor bebeklerin üzerine. Kalitesiz üç beş keresteyle yapılmış tabutun karşısında, boynuna teyp ve mikrofon takmış programı yoğun imamın önünde bön bön bakarken bir baba pis bir çukura, feryat ediyor annesi çılgınca. “Şehitler ölmez!” diye bağıran bir kalabalık ne kadar kaldıysa bağırıyor, daha az önce, biraz önce uyumaya çalışan bebeğin nasıl olup da şehit olduğunu, hiç zorlanmadan uyuduğunu sorup duruyor mekanik bir ritimle kafam, bir vakit bebek olmuş baba kafası. Uyku.. uyku.. uyku..

*

17 Temmuz 2010 günü 93 yaşındaki bir insan öldü ve toprağa verildi – DHA’nın haberiyle:

Osmanlı padişahlarından 2. Abdülhamit’in torunu Osman Nami Osmanoğlu (93) için Fatih Camisi’nde öğle namazına mütakip cenaze töreni düzenlendi. Yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı törene, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanıve Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Devlet Bakanlarından Hayati Yazıcı, Faruk Çelik, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Ak Parti Genel Başkan yardımcısı Abdülkadir Aksu, İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın Osmanoğlu’nun kızlarından Meksika’da yaşayan Mediha Şükriye Nami Osmanoğlu Martinez, Fransa’da yaşayan Fethiye Nimet Nami Osmanoğlu Bory, Gülnur Dorothe Nami Osmanoğlu Ragot, Ayten Sofia Nami Osmanoğlu Kunter, Mersin’de yaşayan Ayşe Adile Nami Osmanoğlu Tars ile eşi Rotraud Müşfika Nami Osmanoğlu, Fatih Camisi’nin avlusunda kendilerine ayrılan bir bölümde taziyeleri kabul etti.

CENAZESİ OMUZLARDA TAŞINDI

Törene katılan Başbakan Erdoğan ve protokol, Osman Nami Osmanoğlu’nun ailesine taziye ziyaretinde bulunduktan sonra,İstanbul Müftüsü Mustafa Çağrıcı, öğle namazını müteakip cenaze namazı kıldırıldı. Çağrıcı, cenaze namazı öncesinde yaptığı konuşmada, büyük bir tarih bırakan ecdadın aile üyelerinden birine karşı son görevlerini ifa ettiklerini, onlara hep dua edeceklerini söyledi.

Osman Nami Osmanoğlu’nun cenazesi, namazın ardından omuzlarda cenaze arabasına taşındı. Cenazenin araca taşınması sırasında Başbakan Erdoğan ve bakanlar da omuz verdi. Osman Nami Osmanoğlu’nun cenazesi daha sonra toprağa verilmek üzere Çemberlitaş’ta bulunan II. Mahmut Türbesi Haziresi’ne doğru yola çıkarıldı. Osman Nami Osmanoğlu dedesi 2. Mahmut’un yanına defnedildi.

BEŞ KIZ BABASIYDI

Osman Nami Osmanoğlu, uzun zamandır yaşadığı Marmaris’te kalp yetmezliği şikayetiyle hastaneye kaldırılmış, yapılan ilk müdahalenin ardından özel ambulans helikopteriyle 10 Haziranda İstanbul’a getirilmişti. Osman Nami Osmanoğlu’nun tedavisi, o tarihten bu yana, Dr. Siyami Ersek Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde, yoğun bakımda sürüyordu. 1918 İsviçre doğumlu olan, 4’ü yurt dışında yaşayan 5 kızı bulunan Osman Nami Osmanoğlu, tedavi gördüğü Dr. Siyami Ersek Göğüs, Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde vefat etmişti.

2. MAHMUT TÜRBESİ’NDE DEFNEDİLDİ

2. Abdülhamit’in hayattayken doğan son torunu ve en yaşlı hanedan üyesi olan Osman Nami Osmanoğlu (93), 2. Mahmud türbesinde toprağa verildi.

Fatih Camii’nde öğle namazına mütakip düzenlenen cenaze töreninin ardından Osmanoğlu’nun cenazesi Çemberlitaş’ta bulunan 2. Mahmud Türbesi’nde toprağa verildi. Defin törenine Osmanoğlu’nun amcası Harun Osmanoğlu, kızları Mediha Şükriye Nami Osmanoğlu Martinez, Fethiye Nimet Nami Osmanoğlu Bory, Gülnur Dorothe Nami Osmanoğlu Ragot, Ayten Sofia Nami Osmanoğlu Kunter, Ayşe Adile Nami Osmanoğlu Tars ile eşi Rotraud Müşfika Nami Osmanoğlu’nun yanı sıra bazı akrabaları katıldı. Osman Nami Osmanoğlu’nun cenazesi tekbirlerle türbeye getirildi. Cenaze tekbirlerle toprağa verildi. Osmanoğlu’nun eşi Müşfika Nami’nin bazı görevlilere kızdığı görüldü. Müşfika Nami, toprağa verilen Osmanoğlu’nun üzerine bir avuç toprak ile 2 kırmızı gül attı. Cenazenin toprağa verilmesinin ardından dualar okundu.

OSMAN NAMİ OSMANOĞLU İÇİN MEVLİT VE KURAN OKUNDU

Sultan 2. Abdülhamit’in kızı Ayşe Sultan ve Suriye Eski Cumhurbaşkanı Prens Ahmet Nami beyin oğlu Sultanzade Osman Nami Osmanoğlu’nun (93)ruhu için Osmanoğlu’nun eşinin, kızlarının ve torunlarının katılımıyla Yıldız Parkı’nda bulunan Çadır Köşk’te Reisüll Kurra Ahmet Efendi Arslan nezaretinde Beşiktaş’ta görevli olan 16 din görevlisi Hatim-i Şerif okudu. Aile fertleri üç gün boyunca Çadır Köşk’te taziyeleri kabul edecekler.

EŞİ, KIZLARI VE TORUNLARI HAZIR BULUNDU

Çadır Köşk’te kabul edilen taziyede ve kuran okunmasında, Osman Nami Osmanoğlu’nun eşi Rotraud Müşfika Nami Osmanoğlu, Meksika’dan Türkiye’ye gelen en büyük kızı Mediha Şükriye Nami Osmanoğlu Martinez, Fransa’da yaşan kızı Fethiye Nimet Nami Osmanoğlu Bory, Mersin’de yaşayan ortanca kızı Ayşe Adile Nami Osmanoğlu Tars, Fransa’da yaşayan kızları Gülnur Dorothe Nami Osmanoğlu Rogot, ve Ayten Sofia Nami Osmanoğlu Kunter, Torunları Ayşe Cristine Dreyfuss, Ferhat Arıbaş, Feyzan Arıbaş, Hanzede Ragot, Roksan Kunter, dayısının oğlu Harun Osmanoğlu, Harun Osmanoğlu’nun oğlu Orhan osmanoğlu, Orhan Osmanoğlu’nun oğlu Yavuz Osmanoğlu, Japonya’dan gelen Osman Nami Osmanoğlu’nun dayısının oğlu Harun Osmanoğlu’nun aile dostu Niametullah Khalil İbrahim Yurt hazır bulundu.

5. MURAT’IN TORUNU KONUŞTU

5. Murat’ın torunu gazeteci yazar Kenize Murad taziye kabulü sırasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Osman Nami Osmanoğlu’nun cenaze törenine gösterilen ilgiden memnun kaldıklarını dile getiren Kenize Murad, “Hoş bir sürprizdi. Beklemiyorduk. Bugün çok heyecan vericiydi.” diye konuştu. Özellikle yurt dışında yaşayan hanedan üyeleri için Türkiye’nin ne ifade ettiği şeklindeki bir soruya Kenize Murad, sadece kendisi için değil diğer hanedan üyeleri için de Türkiye’nin çok farklı bir yeri olduğunu söyleyerek, Türkiye’nin vatanları olduğunu dile getirdi. Kenize Murad , Amerika’da yaşayan Osmanlı hanedanının aile reisi olarak bilinen Sultan Abdülmecit’in torunu Beyazıt Osmanoğlu’nun aile reisliğini Amerikalı birine bırakacağı şeklindeki bir soruya şu şekilde yanıt verdi: “Hayır öyle bir şey yok. Bir ara hastaydı. Bu görevi yerine getirmeyeceği düşündü. Ancak, Beyazıt Osmanoğlu yine aile reisimizdir.”

75 OSMANLI HANEDANI SEMPOZYUMDA BİR ARAYA GELECEK

Osmanlı Sempozyumu İcra Kurulu Başkanı Erkan Murat, 75 Osmanlı hanedan üyesinin 25 Ekim-1 Kasım 2010 tarihleri arasında İstanbul’da yapılacak olan Osmanlı Sempozyumu ile bir araya geleceğini söyledi.

Kuran okunmasından sonra davetlilere helva dağıtımı yapıldı.

Aile bireyleri Pazartesi günü Çadır Köşk’te saat 12.00’de basın toplantısı gerçekleştirecek.

Hakime TORUN- Ünsal ÇAKİN- Sinan BİLGİLİ- İSTANBUL- DHA

*

21 Temmuz 2010 günü 21 yaşındaki bir insan toprağa verildi – Habertürk/AHT’nin haberiyle:


VAN’ın Gürpınar İlçesi’nde teröristlerin açtığı ateş sonucu şehit olan Jandarma Komando Çavuş Serdar Yeşilyurt’un, Adana’nın Kozan İlçesi’ne bağlı Bucak Köyü’nde oturan ailesi, 10 metrekarelik briketten yapılmış iki odalı, çinko çatılı evde oturuyor. Şehidin annesi ve babası, engelli kızları Selma (24) ile Seval (17) ve oğulları Soner (15) ile birlikte yoksulluk içinde yaşıyor.

60 LİRAYA BEKÇİLİK
4 metrekarelik oda mutfak olarak, 6 metrekarelik oda ise hem oturma, hem yatak odası olarak kullanılıyor. Harabe halindeki evin girişine dev Türk Bayrağı asıldı. 60 yaşındaki Ümmet Yeşilyurt, bir narenciye bahçesinde bekçilik yapıyor. Bahçedeki ağaçları sulaması karşılığında kerpiç evde oturuyor ve ayda yaklaşık 60 lira para alıyor. Engelli kızı Selma için de devlet 3 ayda bir 580 lira maaş veriyor. Baba Ümmet Yeşilyurt bu paranın da kızının giyimi ve yiyeceğine ancak yettiğini söylüyor.

Oğlunun şehit olmasından sonra Kozan Belediye Başkanı’nın talimatıyla kendilerine gece yarısı mağaza açtırılıp kıyafet alındığını doğrulayan, ancak yardımların basın aracılığıyla duyurulmasını ise yanlış bulduğunu söyleyen acılı baba, “Oğlum Serdar çok gururlu biriydi. Hiç kimseden yardım istemezdi. Eğer duysaydı çok üzülürdü, bize kızardı. Yardım edenler sağolsun, ama duyulmasaydı daha iyi olurdu. Bir gururumuz var. İncindik” dedi.

Oğlunun köydeki lisenin elektrik bölümünden mezun olduğunu söyleyen acılı baba, “En büyük ideali güvenlik görevlisi ya da asker olmaktı” diye konuştu. Oğlunun bahçelerde çalışarak biriktirdiği parayla askere gittiğini ifade eden Ümmet Yeşilyurt, “Bazı haberlerde öne sürüldüğü gibi oğlumu öğretmenleri para toplayıp askere göndermedi. Kendisi çalışıp, biriktirdi. Biriktirdiği parayla askere gitti. Oğlum çok gururluydu, böyle bir yardımı kabul etmez” diye konuştu. Oğlunun kendileri için hep bir ev hayal ettiğini belirten baba, “Oğlumun bu hayalini gerçekleştirmek için devletimizden sadece bir ev istiyorum’’ dedi.

Anne Zeliha Yeşilyurt ise, “O teröristlerin kökünü kazısınlar. Melek gibi oğlumu haince vurdular. Oğlumun en büyük arzusu bizi bu harabe evden kurtarmaktı. İzne geldiğinde ‘Askerden gelince çalışıp sana ev alacağım anacığım’ demişti. Ben ev istemiyorum oğlumu, Serdar’ımı istiyorum” dedi.

Neşet KARADAĞ / ADANA (AHT)

*

Uykuda mırıl mırıl bebek, kendi kendine kikirdiyor. Üzerine tül örtüyorum, sivrisineklerden korumak için. Bu yeryüzünde, bu ülkede daha bir sürü kara sinekten, haşerattan koruyacağız anlaşılan onu.

Sana sözüm söz yavrum, yukarıdakiler benim gördüğüm bir kabus sadece, sen görmeyeceksin o kabusu – sen böyle neşeyle, uyanacağın uykular uyumalısın hayatın boyunca:

Bir gün gelip ekranlarda roketatar mermisi gibi durmadan durmadan durmadan “padişahlar ölmez, imparatorluk bölünmez” diye bağıran imparatorluk görevlileri seni bizden istemeye kalkarsa, “Hayır!” yanıtını çok kesin ifade edecek o yalın hareket şimdiden hazır benim aklımda.