Mine Yazıcı: “Çeviribilimde Araştırma”

Posted by on Mart 7, 2011 in Çeviribilim Kitapları

Çeviribilimci Mine Yazıcı, Çeviri Etkinliği, Çeviribilimin Temel Kavram ve Kuramları, Yazılı Çeviri Edinci adlı çalışmalarından sonra yeni bir çalışmayla okurların karşısına çıkıyor. Çeviribilimde Araştırma adlı bu kitap çevirmenin çeviri etkinliğinin bir araştırma sürecine dönüşmesiyle birlikte çeviribilimsel bir çalışma olduğunu öne sürerek, bu araştırmanın olasılıklarını değerlendiriyor.

Burada Çeviribilimde Araştırma‘nın sunuş kısmına yer veriyoruz:

Sunuş – Mine Yazıcı

Çeviribilimde araştırma yöntemleri kapsamında disiplinlerarasılık ve disiplinlerötesilik konularını işleyen bu kitap, araştırma yöntemlerine salt biçimsel odaklı bakan geleneksel yaklaşımlardan farklı olarak doğası gereği disiplinlerarası özelliğe sahip çeviribilimde niçin araştırmaya gereksinim duyulduğu ve bu alanda yapılan araştırmaların durağan disiplinlerden farklı olarak çağdaş kuramlar aracılığıyla nasıl işlevsel kılınabileceği sorularından yola çıkmıştır. Çeviribilimin disiplinlerarası özelliği araştırmacıları bir yandan farklı alanlardan modeller alıp bunları kuramsal tabanına yerleştirmeye zorlarken, öte yandan da bu modellerin çevirilerle bağlantılarının kurulması çeviribilim alanında tek boyutlu değil çok boyutlu bir yaklaşımın benimsenmesine yol açmıştır.

Gerçekte, çeviri de çevirmenin akıl yürütüp, çıkarımda bulunmasına ve yaptığı işlemler arasında tutarlılık sağlayarak bir hedefe varmasın yarayan temeli araştırmaya dayalı bir işlemdir. Kültürel dönüşümle (cultural turn) birlikte 1980’li yıllardan beri evrilen çeviri kavramı sadece çevirilerin niceliği ve niteliğini değil, bu etkinliğin de bilimsel bir etkinlik kapsamına girmesine neden olmuştur. Üstelik çeviriyi uzun yıllar bilimsel etkinliğin temel öğesi olarak gören ülkemizde çeviribilim alanının akademik çevre tarafından benimsenmesi kimi zaman kuşkuyla karşılaşılansa da ülkemizde açılan çeviribilim bölümlerinin her geçen gün sayılarının artması bu alanın öteki disiplinler tarafından hepten de yadsınmadığını gösterir. Ancak bu alanı sadece uygulama alanındaki çeviri etkinliği ve çeviri eğitimiyle sınırlı görme eğilimi tam anlamıyla yıkılmış sayılmaz. Bunun bir nedeni farklı alanlarda çeviriye duyulan gereksinim, öteki de yerleşik disiplinlerin yeni kurulmuş çoğu disiplinlerarası ilişkilerden doğmuş alanlara karşı duyduğu kuşkudan kaynaklanır. Bu aşamada üniversitelerde yer alan çeviribilim bölümleri eğitim ve araştırma arasında bocalamakla birlikte alanın disiplinlerarası özelliği birini diğerine tercih etme olanağını ortadan kaldırır. İşte bu nedenle beş bölümden oluşan bu yapıtta çeviri işlemleri ve çeviribilim araştırmaları birbirini bütünleyici bir şekilde ele alınmaya çalışılmıştır. Çeviribilimsel terimlerle süreç odaklı ve ürün odaklı araştırmalar birbirini tamamlayıcı bir şekilde ele alınmıştır. Buna göre söz konusu yapıtta I. Bölümde Çeviri olgusu ve Çeviribilim; II. Bölümde Çeviri işlemleri ve Araştırma; III. Bölümde Özel Alan çevirisi ve Disiplinlerarası İlişkiler; IV: Bölümde Disiplinlerarasılık ve Birincil İlişkiler; V. Bölümde ise  Disiplinlerarasılıktan Disiplinlerötesine başlıklı konulara yer verilmiştir.

Kısaca ele alınacak olursa, I. Bölümde çeviri olgusu, bilimsellik, bilimsel araştırma, bilimsel araştırmayı yönlendiren paradigmalar ve işlevleri çeviribilimsel yaklaşımlar açısından sorgulanarak gerekçelendirilmeye çalışılmıştır. II. Bölümde ise günümüz çeviri kuramları ışığında çeviri işlemleri irdelenerek araştırmayla bağlantıları üzerinde durulmuştur. III. Bölümde günümüzde çeviribilim bölümlerinin ülkemizde kurulmasının temel nedeni uzmanlık alanlarında çeviri konusuna girilerek hem özel alan çevirisine çeviribilimin bakış açısı yansıtılmaya çalışılmış, hem de uygulama alanındaki disiplinlerarası ilişkilerin çeviri etkinliğine nasıl yansıdığı üzerinde durulmuştur. Bunun yanı sıra, özel alan çevirisinde “uzman çevirmen” ve “profesyonel çevirmen” kavramları arasındaki sınırlar netleştirilmeye çalışılarak çeviribilimdeki yöntem bilgisinin özel konu alanlarında uzman kişilerin bilgisinden farklı olarak nasıl işlevsel kılınabileceği konusundaki görüşlere yer verilmiştir. Disiplinlerarasılık ve birincil ilişkilerin yer aldığı IV. Bölümde ise, çeviribilimin birincil derecede ilişkisi olduğu alanların onun kuramsal tabanına etkisi ve bu ilişkilerin özerk bir disiplin olmasına katkısı özellikle vurgulanmıştır. Bu şekilde çeviribilime mal olmuş betimleyici, sosyolojik ve dizgesel kuramlarla çeviribilimde araştırma yöntemleri arasında ilişkiler kurularak bu konu alanındaki araştırma modelleri mercek altına alınmıştır. Son V. Bölümde ise, disiplin içinde ve disiplinin özgüllüğüne katkıda bulunan araştırmaların, çağımız koşullarında toplumsal işlevi olan disiplinler ötesi araştırmalara kaymasının çeviribilimin özerkliğine gölge düşürüp düşürmediği konusu bir proje girişimi kapsamında tartışmaya açılmıştır. Bu şekilde bir proje girişiminin doğusundan başlayarak olgunlaşmasına kadar uzanan süreçler disiplinlerötesi bir anlayışla yapılandırılarak araştırma yöntemleri açısından değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu şekilde hem disiplinlerarası araştırma ile disiplinlerötesi araştırma arasındaki yöntemsel farklar ortaya çıkarılmaya çalışılmış, hem de bilimin amacının sadece disiplinin ayakta kalmasını sağlamakla sınırlanamayacağı görüşü öne sürülmüştür. Gerçekte disiplinlerin var olma nedeninin insanoğlunun varlığını sürdürmek olduğu şeklindeki bir savın çeviribilim alanında disiplinlerötesi araştırmanın amacıyla örtüştüğü düşüncesi tartışmaya açılmıştır. Bundan böyle disipinlerarasılıktan yola çıkan çeviribilimin araştırma yönünün disiplinlerötesi araştırmaya kayması disiplinlerin olgunlaşmasında doğal bir süreç olarak da değerlendirilebilir. Kuşkusuz böyle bir sav bu yapıtın izleksel akışından çıkarılacak bir sonuç olarak da görülebilir. Bir başka deyişle, uygulama ve kuramın kaçınılmaz etkileşimi çeviribilim araştırmalarının insan odaklı araştırmalardan yanıtlanamayacağını gösterir. İşte bu nedenle çeviribilimin gelecekteki yönünün disiplinler ötesi araştırmalar olduğu öne sürülebilir.

Yukarıda öne sürülen konular söz konusu yapıtta çeviri işlemleri ve çeviribilimde araştırma konularının kaynaşık bir bütün olarak ele alınmasına yol açmıştır. Sözkonusu yapıt sadece çeviribilimsel araştırmaları sunmakla kalmaz, uygulama ve kuram arasında köprü kurarak çevirmenlerin yazılan ve söylenenleri mekanik olarak aktarma alışkanlığından ötürü iyi bir araştırmacı olamayacakları şeklindeki yanlış kanıyı da tartışmaya açar. Bu şekilde günümüz çeviri tanımından ve çeviri işlemlerinin disiplinlerarası doğasından yola çıkarak başlatılan tartışma, çeviriyi aktarım edinciyle sınırlı görmeyen çeviri edinci yüksek profesyonel çevirmenlerin gerçekte iyi bir araştırmacı potansiyeline sahip olduğu savını da gündeme getirmiştir. Çeviri işlemlerinde “araştırma”nın “aktarım edinci”nin önüne geçmesi gerçekte çeviribilimsel bakışın çeviri işlemlerine katkısı şeklinde de değerlendirilebilir. Bundan böyle çeviribilimin doğasında sadece disiplinlerarasılığın değil, “çeviriye değgin araştırma”nın da saklı olduğu ortada bir gerçektir. İşte bu nedenle söz konusu yapıtta sadece araştırma yöntemleri değil, araştırma modellerine de yer verilerek bu alanın gerçekte araştırmayı bekleyen ne denli zengin ve renkli dünyası olduğu anlatılmaya çalışılmıştır.

Çeviribilimde Araştırma, Mine Yazıcı (Multilingual Yayınevi, 2011)