Naipaul’u kov, İnce’yi aşağıla, TEDA’ya hoşgeldin!?

Posted by on Mayıs 24, 2011 in Güncel, Manşet, Yorum

Hayatta kötü, yanlış çok şey vardır, tahammül eder, değiştirmeye uğraşır, görmezden gelirsiniz. Ama bazı şeyler vardır, görmezden gelirseniz, büyür, çoğalır, alışkanlık halini alır.

Kültür Bakanlığı halkın parasıyla çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyor – hazırlıkları Ak Parti iktidarından kısa bir süre öncesine uzanan Türk Edebiyatının Dışa Açılması projesi de bunlardan biri. Bir komisyon her yıl yurtdışından Türk edebiyatı uzman ve çevirmenlerini, yayıncılarını davet ediyor, Boğaziçi Üniversitesi’nde iki gün süren toplantılarda, yurtiçindeki uzman, yazar, eleştirmen, yazar ve çevirmenlerle buluşturuyor.

Bu yılki yerli katılımcılar arasında yeni bir isim var: Ömer Lekesiz.

Lekesiz, Yeni Şafak gazetesi yazarı, bazı edebiyat çalışmaları var. Fakat son zamanda asıl olarak Özdemir İnce’yi aşağılaması ve kısa bir süre önce yaşanan Naipaul kovma harekatında yer almasıyla tanınıyor.

Lekesiz’in İnce’yle ilgili 22 Şubat 2010 tarihli yazısı şu sözleri içeriyordu:

“Şöyle ki, Ahmet Kekeç, İnce’nin –doğru düşünmediğini de değil– çirkin düşündüğünü düşünüyor.

Bense, İnce’nin asıl probleminin çirkin düşünmek de değil, hiç mi hiç düşünememek olduğunu düşünüyorum.

Bir beyni var kuşkusuz…

Ama o beyin, insiyâkî olarak yaşamasını sağlayan bir beyin sadece…”

Hilmi Yavuz’un başlattığı Naipaul skandalı sırasında yazdığı 22 Kasım 2010 tarihli yazıysa daha ilginç bir yaklaşım içeriyordu. Lekesiz bütün olarak Avrupa Yazarlar Parlamentosu’nun Naipaul’u çağırarak “potansiyel bir hakaretçilik” içine girdiğini savundu:

“Konunun özü, “Avrupa Yazarlar Parlamentosu” ve buraya yerli yazar “atama fiili”dir.

Kurmadığım, üyelerini seçmediğim ve amacından emin olmadığım bir parlamento neden benim şehrimde toplanıyor?

Hadi diyelim Kurban’a denk geldi ve eniştem beni bu yüzden öptü…

Peki, Türkiye’den hangi yazarın parlamenterlik koltuğuna oturacağını kim ve nasıl belirledi?

..

Burada “erdemsiz bir kafir olan Naipaul”un Müslümanlara hakaretinden daha fazla bir şey var…

Her biri potansiyel bir hakaretçi olan yazarların oluşturduğu bir parlamentonun varlığını kabul etmek ve onun içinde yer almak Naipaul’un onur konukluğundan çok daha vahim bir durumdur…

Olan oldu; hiç değilse bundan sonra entelektüel sindirim sistemi uzmanlarının “Siz Naipaul’a layıksınız” tespitini olsun boşa çıkarmak için oturup adam gibi düşünelim…”

Bilindiği gibi, gazete manşetleri ve köşe yazılarının baskısı sonucunda Naipaul can güvenliğini tehlikede görerek Türkiye’ye gelmedi. Şimdi, Lekesiz, bu 3. TEDA toplantısında, “Eleştirmenlerin Cephesinden Türk Edebiyatı” başlıklı toplantının tek yerli katılımcısı:

15.30 -16.15 PANEL 4: Eleştirmenlerin Cephesinden Türk Edebiyatı / Reviewing Turkish Literature Abroad, Moderatör / Moderator: Nüket Esen / Maya Jaggi, Boyd Tonkin, Ömer Lekesiz, Justyna Chmielewska

Özdemir İnce’nin ölüm tehditleri alarak, gazete manşetlerinde hedef gösterilerek yaşadığı, Naipaul’un gelmekten ürktüğü bir ülkede (https://ceviribilim.com/?p=3760), Türk edebiyatını temsil için seçilen kişiyi kabul etmiyorum. İngiltere’de Naipaul’un kitaplarını özgürce tanıtan ve öven eleştirmenlerle, kitaplarını yayınlayan yayıncılarla, İnce’nin şiirlerini çeviren çevirmenlerle aynı toplantıya katılması kaderin hoş bir oyunu, Allah’ın sopası olmadığını gösteren bir olay belki, ama bu beni gülümsetmiyor. Komisyonun kararını anlayamıyorum. Bu oturumu reddediyorum.

Edebiyatçıların aşağılanması, fikir ve inançların lince dönüşen kovma eylemleriyle cezalandırılması ve bu eylemlerin görmezden gelinerek olağanlaştırılması Türk Edebiyatının Dışa Açılmasını sağlamaz.

(Güncelleme: Lekesiz, TEDA çalışmalarına daha önce, 2007’lerde de katılmış, Kore’ye temsilen gitmiş – Naipaul vakasındaki tavrı bu açıdan daha da tuhaf duruyor.)