Jobs: “Cehalet iştahınızı kabartsın” (çeviren Özlem Vural)

Posted by on Aralık 8, 2011 in Deneme, Güncel, Manşet

Özlem Vural, Steve Jobs aracılığıyla ünlenen “Stay Hungry, Stay Foolish” sözüne yaratıcı bir çeviri önerisi getirdi. Jobs’un ünlü Stanford konuşmasının son kısmı bağlamında bu sözü yaygın olarak kullanılan o kuru “Aç Kal, Aptal Kal” çevirisinden farklı bir şekilde, yaratıcı çevirmeye çağrı yapmıştık. Proz üzerinde de tartışıldı bu.

Özlem Vural, şimdi, kalıbı kırmayı başaran bir yaratıcı çeviri önerisi getiriyor.

“When I was young, there was an amazing publication called The Whole Earth Catalog, which was one of the bibles of my generation. It was created by a fellow named Stewart Brand not far from here in Menlo Park, and he brought it to life with his poetic touch. This was in the late 1960′s, before personal computers and desktop publishing, so it was all made with typewriters, scissors, and polaroid cameras. It was sort of like Google in paperback form, 35 years before Google came along: it was idealistic, and overflowing with neat tools and great notions.

Stewart and his team put out several issues of The Whole Earth Catalog, and then when it had run its course, they put out a final issue. It was the mid-1970s, and I was your age. On the back cover of their final issue was a photograph of an early morning country road, the kind you might find yourself hitchhiking on if you were so adventurous. Beneath it were the words: “Stay Hungry. Stay Foolish.” It was their farewell message as they signed off. Stay Hungry. Stay Foolish. And I have always wished that for myself. And now, as you graduate to begin anew, I wish that for you.

Stay Hungry. Stay Foolish.”

“Ben gençken, The Whole Earth Catalog adında muhteşem bir dergi vardı, çağımın İncillerinden biri sayılırdı. Bu dergi buraya yakın sayılabilecek Menlo Park’ta yaşayan Stewart Brand adında biri tarafından çıkartılırdı, Brand’in şairane dokunuşuyla dergi hayat bulurdu. Bu bahsettiğim 1960’ların sonlarındaydı, henüz kişisel bilgisayarların, masaüstü yayıncılığın gelişmediği dolayısıyla derginin sadece daktilo, makas ve polaroid fotoğraf makineleriyle hazırlandığı yıllar. Bir nevi karton kapaklı Google da diyebiliriz dergi için, Google’ın ortaya çıkışından 35 yıl evveli: ülkülerle yoğrulan, özen ve heves ile şekil alan bir dergi.

Stewart ve beraberindekiler The Whole Earth Catalog’ın birden fazla sayısını yayımladılar, miadının dolduğunu düşündüklerinde de son bir sayıyı sürdüler piyasaya. 1970’lerin ortalarıydı, ben de sizlerin yaşındaydım. Son sayılarının arka kapağında bir fotoğraf vardı: seher vaktinde bir taşra yolu, hani heveslisiyseniz bir anda kendinizi üzerinde umarsızca dolaşırken bulmaya can atacağınız cinsten bir yol. Fotoğrafın hemen altında ise şu sözler yazılıydı: “Cehalet iştahınızı kabartsın.” Bu onların yolun sonundaki veda sözleriydi. Cehalet iştahınızı kabartsın. Hayatım boyunca bu veda sözü benim en büyük dileğim olmuştur. Şimdi ise bu dileğimi, mezuniyetinizle birlikte henüz yolun başında olan sizler için yineliyorum.

Cehalet iştahınızı kabartsın.”

Bu Çeviri Üzerine

Özlem Vural

Benim çeviride sunmaya çalıştığım şey aslında Jobs’ın bilgiye olan açlığı oldu. Onun için, hep ileriye dönük rasyonel kararlar alan ve sürekli hırsıyla yepyeni başarılara imza atma hedefinde olan biri dediler. Tüm bunları bilgiye aç olan biri yapabilir ancak. Elindekiyle ya da zihnindekiyle yetinmeyen biri kendini her zaman yetersiz ve cahil hisseder. İşte bu noktada da benim felsefeye eğilimim ağır bastı ve Jobs’ın izlediği yolu John Locke’un tabula rasa anlayışıyla bağdaştırdım. Locke’un dediği gibi insanoğlunun boş zihni deneyimleriyle dolmaya başlıyorsa ve eğer bilginin de sonu yoksa cehaletin de sonu olmayan bir yolu vardır, seyir alacağı. Hiç şüphesiz, her cahillik de daha fazla bilgi için iştah kabartır. Tıpkı Jobs’un “Stay foolish” ile bitmek bilmeyen cahilliğe “Stay hungry” ile de öğrenme arzusuna vurgu yaptığını düşündüğüm gibi.

Locke tabula rasa fikrinin savunucusu olarak zihnin doğuştan boş bir levhadan ibaret olduğunu ve sonrasındaki deneyimlerimizle bu levhayı doldurduğumuzu belirtirken insanoğlunun –sizin de belirttiğiniz gibi- hiç şüphesiz girişimci ruhuyla bu bilgileri elde ettiğini de savunuyordu. Bu aslında biraz da yaradılış hikayesiyle başlayan ‘merak duygusu’ ile tetiklenmiş bir durum. O zamanlar insanoğlunun yasaklanmış ya da kısıtlanmış bilgiye olan açlığı ve takibindeki risk alabilecek derecede gözü karalığı, Locke döneminde bilginin deneyim ile elde edilebileceğine olan inanç ve günümüz modern anlayışta adlandırıldığı üzere ‘girişimci’ ruh. Benim için hepsi birbiriyle ilintili ve birbirinin devamı nitelikte. Benim fikrim, söz konusu insan ise cehaletin sonsuz, bilgiye açlığın da tatmin edilemez olduğudur. Mutlak başarıya giden yol da bu hazzı yaşamaktan geçer.

Jobs, The Whole Earth Catalog’un son sayısında yayımlanan bir sözü seçtiğini belirtiyor motto olarak, bir nevi yolun sonu. Fakat oradaki resim ise ucu bucağı görünmeyen bir yolu ifade ediyordu. Evet, Jobs girişimciydi; evet kimilerine göre o bir dahiydi. Benim için ise Jobs, bilgiye olan açlığıyla yanıp tutuşan, her sondan bir başlangıç yaratabilecek yetide zihinsel iştahı kabarık bir adamdı.