Çeviri Krizi Değil, Bilgi ve Açıklık Krizi

Posted by on Mart 15, 2012 in Güncel, Yorum

Olay çeviri krizi değil bilgi ve açıklık krizi. Yenişafak gazetesinden Sercan Küçükşahin süreci özetlemiş:

“Bu arada programda Casson’un sunumunu tercüme etmeleri için tecrübeli tercümanlar yerine İtalyanca okuyan iki öğrenci görevlendirilince tercüme krizi yaşandı. Simültane çeviride zorlanan iki öğrenci “kısa kelimeler kullanması halinde çeviri yapabileceklerini” söyledi. Ancak yine çeviride zorluk yaşanınca öğrencilerden biri “Lütfen kusura bakmayın” diyerek salonu terk etti. Diğer çevirmen ise Ankara Üniversitesi İtalyan Dili ve Edebiyatı öğrencisi olduklarını, konulara çalışarak geldikleri halde yine de yeterli olamadıklarını söyleyerek, Casson’dan özür diledi, Öğrencinin gözyaşlarını tutamaması üzerine öğrenciyi Casson teselli etti. Program TRT’den Fransızca çevirmen çağırılmasının ardından devam etti.”

“İtalya’daki “Temiz Eller” operasyonunu yürüten ve Gladyo’yu bitiren Savcı Felice Casson”u Türkiye’ye davet ediyorsunuz ve ya İngilizce konuşmasını bekliyorsunuz, ya da önemli bir şey söylememesini – ki çeviri organizasyonunu yapamıyorsunuz. Akıl alır gibi değil.

İlginç bir şey, çeviri sorunu yaşanan ve genç çevirmen Nihan Uzunoğlu’nun krizi büyük bir özgüvenle, profesyonelce idare ettiği bir anı, televizyon ve gazetelerin organizatörün, yani organizasyonu yapamayanın adını hiç anmadan verebilmiş olması. Bu büyük bir başarı. Bu ikinci bilgilendirme krizi.

Birinci bilgilendirme krizi, toplantıya davet edilenler konusunda sadece çevirmenlere değil, topluma da bilgi verilmemesi. HSYK internet sitesinde toplantının bilgisi şu şekilde verilmiş:

“Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlıklarında ve Cumhuriyet Başsavcı Vekilliklerinde görevli hâkim ve Cumhuriyet savcılarına yönelik düzenlenecek olan meslek içi eğitim programına katılacaklar ve katılım tarihleri Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Birinci Dairesinin 01/03/2012 tarihli ve 592 sayılı kararı ile ekli listede gösterildiği şekilde belirlenmiştir.

        Meslektaşlarımıza saygı ile duyurulur.

        Eki: Katılımcı Listesi ve Program Tarihleri

Eke tıkladığınız zaman şu yazı beliriyor: “Bu Linke Sadece UYAP Ağı İçindeki Bilgisayarlardan Erişebilirsiniz…” Ve şu anda internette bu programa kimlerin katıldığının açık bilgisi bulunmuyor.

Yani ne toplumu, ne çevirmenleri, ne savcıları ne de davet edilenleri bilgilendirmeyi başaramayan bir toplantı bu. Kriz varsa, medyanın bunu görmemesinde var. Çevirmenler bütün koşullara rağmen bilgiyi yaratmaya çabalıyorlar.

Çevirmen Nihan Uzunoğlu’nu, arkadaşını, olaya müdahale ederek toplantının devam etmesini sağladığı halde İSMİ ANILMAYAN Fransızca çevirmenini tebrik ediyorum. Tökezleyene gülmeye alışmış olanlara aldırmasınlar.

Nihan Uzunoğlu: “Buyrun siz cüret edin, daha çok gülelim”

“Arkadaşlar her ağızdan olur olmaz üzücü sesler çıkıyor maalesef.

Bilinsin istiyorum ki bize ne metin verildi  ne kimin geleceğini biliyorduk ne de basın mensuplarının varlığından haberdardık. Biz o ana kadar hiç bilgimiz olmayan konu üzerine 1,5 saat konuştuk ve son 15 dakika kala bu durum yaşandı.

Ayrıca bize sohbet havasında olacağı ve çok basit geçeceği söylenmişti çünkü kabul etmeden önce hukuk üzerine bilgimizin olmadığını açıkladık.

Fakat sürekli bizi aradılar ve ısrarla yapabileceğimizi söylediler. Demek istediğim şu ki her şekilde ispatlayabileceğim mailim de konuşmam da vardır.

Çünkü bize bir sempozyumdan, olayın ciddiyetinden, kameralardan kesinlikle haber verilmedi ve biz de tabii ki normal tercümanlık işi gibi düşündük yoksa böyle ciddi bir resmi işi yeminli tercüman olan kişiler bile geri çevirirken biz de kabul etmezdik.

Demek istediğim başka bir şey ise Savcı İngilizce bilmediğinden İtalyanca devam edilmek zorunda kaldı ve oraya gidildiğinde elinden gelen yapılmalıydı, ama yok diyorsanız ki ben daha iyi yapardım buyrun siz cüret edin daha çok gülelim.” (Yurt)

O anın filmleri: http://video.ntvmsnbc.com/sempozyumda-tercume-krizi.html

http://tvarsivi.com/player.php?i=2012030456609

Çiler N. Koşar’ın haberinde yer alan organizatör şirketin açıklaması, bilgi sorununun kaynağına işaret ediyor:

“HSYK yetkilileri ise, olayda sorumluluklarının bulunmadığını belirterek, “Biz bu toplantıların organizasyonu için ‘Parantez’ isminde bir firmayla anlaştık” dedi.

Parantez yetkilileri ise “Önce İngilizce tercüman istediler, ancak toplantıya üç dört gün kala İtalyanca tercüman istediler. Türkiye’de sadece 8 tane var. Firmamız da bu arkadaşları buldu” dedi.” (Ankahukuk)

9 Comments

  1. Merhaba arkadaşlar,
    “Çeviri krizi değil, bilgi ve açıklık krizi” başlıklı yazı moralimi çok bozdu. Oradaki genç arkadaşlarım adına ve onlar için çok üzüldüm. Tam bir kâbus, bir travma gibi. Bir meslek bu kadar mı basite indirgenebilir, bu kadarmı hafife alınır???. O genç çevirmenlerin hiç bir suçu yok. Bütün suç, böylesine önemli bir organizasyonu üstlenmesini bilen ama profesyonel ve tecrübeli bir çevirmenin işini ve önemini maddi manevi takdir edemeyen kişilerdedir.

  2. Dilek Hanım, haklısınız,
    neyse ki pek gurur kırıcı gülüşmeler yaşanmamış..
    Mehmet Ali Birand da gülse bile çevirmene destek vermiş: “Genç çevirmenin ağlaması ve çeviri yapamadığını seminerdeki izleyicilere söylemesini doğru bir davranış olarak bulan Birand genç çevirmene destek verirken, kendini de gülmekten alamadı.”
    http://www.stargazete.com/medya/birand-gulme-krizine-girdi-haber-434197.htm

  3. Gülüp geçme kültürünün ötesine geçerek dezenformasyonu, hatta enformasyon noksanlığını vurguladığı için bu yazıdaki tespitleri çok yerinde buldum.

  4. Tabii ki üzücü bir olay. Yalnız, çeviremeyenin açıklaması özellikle olayı daha da komik yapıyor:
    Nihan Uzunoğlu: “Buyrun siz cüret edin, daha çok gülelim”
    Bu ne demektir? Bana bu açıklama, “ben bunu yapmaya cüret ettim, kolaysa siz yapın” demiş gibi geldi. Elbette, kendi alanından olmayabilir, ilk çevirisi olabilir, ama zaten yürümüyorsa bunu o an neden söylemiyor?
    Bu mantık bende de, belki siz değerli okuyucularda da var: “ben bilirim” diyoruz. Trafikte makas hareketleriyle, yaralıya bir doktor edasıyla müdahale etmekle, hayatında hiç yapmadığı halde musluk tamir etmekle bunu gösteren bizler varız.
    Keşke yukarıdaki basit açıklama hiç yapılmasaydı da, sadece gülüp geçebilseydik. İbare, olayın yanında çok daha vahim.

  5. Sayın Misafir, yargınızda haklısınız, işi veren, aracı, çevirmen, hepsi hatalı – fakat olaya bakılırsa, çevirmen iş yürümediği anda bunu söylüyor. Bu olayı haber haline getiren de bu zaten. Genç bir insanı, samimi bir toplantıda çeviri yapmaya davet ile basına açık toplantıya çağırmak arasında dağlar var.

  6. Benim memleketimde en tercih edilen hizmet ucuz olanıdır. Bu işi hakkıyla yapan profesyoneller emeklerinin karşılığını talep edince organizasyon firması Dil Tarih’ten iki öğrenciye bu işe ucuza yaptırırız demişlerdir. Gerisi laf… Galiba bir, iki yıl önceydi, yine bir devlet kurumunun düzenlediği “elişi” sempozyumunda kürsünün arkasında bir pankart asılıydı ve internet ortamında çok meşhur olmuştu. İngilizcesi, yanlış hatırlamıyorsam, “hand job” gibi bir şey yazılmıştı. Aynı zihniyet…

  7. Üniversitelerde, Mütercim-Tercümanlık ve Çeviribilim bölümlerinde 20 uılı aşkın süredir eğitim verilmekte. Bu bölümlerin var olmasının bir sebebi var öyle değil mi? Bu işin bir çok teorisi, tekniği, uzmanlığı ve pratiği var. Ancak, her dil bilenin tercüman addedilmesinin önüne geçmek hala zor. Her işte olduğu gibi çevirmenlikte de profesyonellik önemli. Fakat bu örnekte gördüğümüz üzere ne organizasyonu düzenleyenlerde profesyonellik var, ne çevirmen olarak oraya getirilmiş öğrenciler -her ne kadar ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışsalar da- profesyonel birer çevirmen, ne de bu haberi kaleme alan gazeteciler… Simültane çeviri nedir? Ardıl çeviri nedir? Kelimenin uzunu kısası nasıldır? Kısa olunca daha mı kolay çevrilir KELİMELER? Yazında değinildiği gibi gelen profesyonel çevirmen kimdir? Daha pek çok soru var sorulacak, ancak cevaplayabilecek kadar vasıflı kişiler tercih edilmiyor çeşitli nedenlerle. Genç öğrenciler adına üzüldüm, böyle bir duruma düşürülmek hoş değil. Ama bir taraftan da bu fiyaskonun medyaya yansıması iyi. İşi ucuza değil, iyi yapana, profesyonel olana vermek gerektiği belki bir nebze insanların kafasına girmiştir. İnşallah bu bir ders olmuştur.

  8. http://tvarsivi.com/?y=13&z=2012-03-14%2023:30:00

    Konferans tercumanlarinin meslek orgutu TKTD’nin gorusu icin yukaridaki linke bakabilirsiniz.

Trackbacks/Pingbacks

  1. Rezalet - [...] [...]

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir