“Anadolu halkının Arabistan namına hak ve salâhiyeti olabilir mi?”

Posted by on Ekim 23, 2012 in Yorum

Anıtkabir ziyaretinin ilk kez yapılmayacağı söylenen bu 29 Ekim 2012, Cumhuriyet Bayramı gerçekten değişik bir bayram olacak gibi görünüyor. Çünkü ilk kez resmi kutlamanın dışında halk kutlamaları yapılacak ve ayrıca, söylenenler doğruysa, Ankara’da Türkiye Gençlik Birliği’nin yapmayı tasarladığı etkinlik, komşu cumhuriyetimiz olan Suriye tarafından yayınlanacak. Bu arada çeşitli yerlerden kutlama için Atatürk resmi asılmasına izin verilmediği haberleri geliyor. Pek alıştığımız bir ortam değil bu. Hayırlısı.

Ben de bu Cumhuriyet Bayramı’nı kendimce kutlamaya karar verdim. Nutuk‘u ilk kez (evet, lise yıllarındaki kısaltılmış okumadan beri, yani yirmi küsur yıldır ilk kez), aslıyla çevirilerini karşılaştırarak okuyorum. İlgi çekici yerlerle karşılaşıyorum. Nutuk’u daha önce çeviri açısından 2006’da konu etmiştik (Nutuk çevirisi çeviri sayılmıyor); aradan geçen zamanda yeni, düzeltildiği söylenen çeviriler de yapıldı.

26  Temmuz-19 Ağustos 1919 arasında yapılan çok çarpıcı yazışmalar var örneğin Nutuk‘ta. Amerika Birleşik Devletleri daha o zaman, bugün Büyük Ortadoğu diye adlandırılan eski Osmanlı topraklarına manda olma teklifleri geçiyor. Osmanlı Devleti’ne, Anadolu’ya da bu teklifler geliyor ya da bu teklifler Osmanlı Devleti’nin ileri gelenleri tarafından teklif ediliyor, düşünülüyor. 26 Temmuz’da bir gazeteciyle yapılan görüşmeler, askerler arasında, yazar Halide Edip Adıvar’ın da katıldığı uzun bir mektuplaşmaya dönüşüyor. Orada, Mustafa Kemal’in tutumu çok çarpıcı bir yankı veriyor günümüze. Bugün de döne döne sorduğumuz şu soruyu soruyor Mustafa Kemal: “umum memaliki Osmaniyenin hudutları nedir? Yani kablelharp olan hududumuz mudur? Eğer bu tabir içinde Suriye ve Irak dahil ise Anadolu halkının Arabistan namına mandaterlik talebine hak ve salâhiyeti olabilir mi?”

Bugün, komşu cumhuriyetimiz Suriye’nin içişlerine açık seçik müdahale etmeyi siyaset bildiğimiz, Birleşik Devletler mandalığının yeni biçimler aldığı bir ortamda, bu soru ne yazık ki hâlâ güncel – ve daha da yazık ki Türkiye Cumhuriyeti’nde bu soruya, o tarihte manda olmayı savunanların bile yapmadığı gibi, olumlu yanıt verenler var.

Nutuk‘ta yer alan, yukarıda resmi görülenler tarafından yapılan Sivas Kongresi döneminde yapılan bir tartışmayı içeren bu kısmı internette rastladığım anonim bir Nutuk “çevirisinden” aktarıyorum:

Anadolu halkının Suriye ve Irak adına hak ve yetkisi olabilir mi?”

“Bundan sonra, 8 Eylül toplantısında sözünü ettiğim muhtıra ele alındı. Bu muhtırada başlıca Amerikan mandası üzerinde duruluyordu.

O günlerde, İstanbul’dan gelen bazı kimseler Amerikalı Mister Brown (Bravn) adında bir gazeteciyi de Sivas’a getirmişlerdi.

Bu konu üzerinde kongrede geçen görüşmelere yer vermeden önce, yüksek heyetinizi yeterince aydınlatabilmek için, bazı, ön bilgiler arz edeyim. Bu bilgiler, Erzurum’dan beri başlayan bazı haberleşmelerden daha iyi anlaşılacağı için, onları olduğu gibi sunacağım:

Güvenlikle ilgili ve çok ivedi Amasya, 25/26.7.1919

Erzurum’da 3’üncü Ordu Müfettişliği Kurmay Başkanlığı’na

1 — Mustafa Kemal Paşa’ya özel: Bu gün 25 Temmuz 1919 akşamı Bekir Sami Beyefendi Amasya’ya geldiler. Kendileri ile uzunca bir süre görüşmek şerefine eriştim. Mustafa Kemal Paşa’ya ve Rauf Beyefendi’ye saygılarını sunarlar. Kendisi aşağıdaki düşüncelerini arz etmekliğimi rica etmiştir.

2 — Bağımsızlık, elbette istenir ve tercih edilir. Ancak, tam bağımsızlık istediğimiz takdirde, vatanın birçok parçalara ayrılacağı kesin ve şüphesizdir. Şu halde, iki üç ili içine almaktan ibaret olacak bağımsızlığa, vatanımızın bütünlüğünü garanti altına alacak yabancı bir devletin himayesi (mandaterlik) elbette tercih edilir. Osmanlı ülkesinin tamamını içine alan meşruluğumuz ve dışarıdaki temsil hakkımız eskiden olduğu gibi devam etmek şartıyla, belirli süre için Amerika mandasını istemeyi milletimiz için en yararlı bir çözüm şekli olarak kabul ediyorum. Bu konuda Amerika temsilcisiyle görüştüm. Birkaç kişinin değil, bütün bir milletin sesini Amerika’ya duyurmak gerektiğini söyledi ve aşağıdaki şartlar çerçevesinde Wi1son’a, Senato’ya ve Amerikan Kongresi’ne başvurulmasını teklif etti :

a) Adil bir hükümetin kurulması,

b) Öğretim ve eğitimin yayılması ve genelleştirilmesi,

c) Din ve mezhep hürriyetinin sağlanması,

d) Gizli anlaşmaların kaldırılması,

e) Bütün Osmanlı ülkesini sınırları içine alacak şekilde, Amerikan Hükümeti’nin bizi kumandası altına almayı kabul etmesi.

3 — Bundan başka kongremizin seçeceği bir heyeti, Amerika’ya bir zırhlı ile göndermeyi de temsilci üzerine almıştır.

4 — Bekir Sami Bey, daha bir iki gün buralarda kalacağından, her türlü emir ve talimatın benim aracılığımla gönderilmesini, özellikle Sivas Kongresi’nin ne zaman toplanacağının ve kendilerinin o güne kadar nerede beklemesinin uygun olacağının bildirilmesini istirham eylemekte olduğu.

 5’inci Kafkas Tümeni

 Komutan Vekili

 Arif

Şifre

İvedi ve kişiye özel Erzurum

Amasya’da 5’inci Tümen Komutanlığı’na

1 — Şimdi Amasya’da bulunan eski Vali Bekir Sami Beyefendi’ye özel: Zatıalilerinin telgrafından çok yararlandık. Toplanmış bulunan Vilayat-ı Şarkiye Kongresi (46) hemen her tarafta kendi memleketleri halkınca etkili, hatırı sayılır ve söz sahibi olarak tanınmış kimselerden kurulmuş yetkili bir heyet durumundadır. Bu kongrede, şimdiye kadar yapılan görüşmelerde, devlet ve milletin istiklalinin bölünmezliği ısrarla savunulmaktadır. Bu bakımdan, bizce de daha şartları ve niteliği belirsiz olan bir Amerika mandaterliğinden kongrede doğrudan doğruya söz edilmesi pek sakıncalı olacağından, zatıalilerinin İstanbul’da temasta bulunduğu kimselerle yaptığı görüşmelere dayanarak aşağıdaki noktaların açıklanmasını ve bizleri hemen aydınlatmanızı özellikle rica ederiz. Bundan önce de doğrudan doğruya İstanbul’dan gelen bu konudaki bilgiler şüpheli görüldüğünden, aynı esaslar çerçevesinde açıklama istendiği gibi, 21 Temmuz 1919 tarihinde Sivas’ta Refet Bey vasıtasıyla İstanbul’dan alınan bilgilerde de yine şüpheli noktalar bulunduğundan, oradan da şartlar hakkında kestirmeden açıklama istenmiştir.

[pullquote]Eğer bu deyim içinde Suriye ve Irak da varsa, Anadolu halkının Arabistan adına mandaterlik isteğine hak ve yetkisi olabilir mi?[/pullquote]

a) Tam bağımsızlık istendiği takdirde, vatanın birçok parçalara ayrılacağı kesin ve şüphesizdir, buyuruluyor. Bu görüşün kaynağı nedir?

b) Vatanın bütünlüğünden maksat, memleketin bütünlüğü mü, yoksa hakimiyet hakları mıdır?

c) Osmanlı ülkesinin tamamını içine alan meşruluğumuz ve dışarıdaki temsil edilme hakkımız eskiden olduğu gibi devam etmek şartiyle mandaterlik istemeyi en yararlı bir çözüm olarak kabul buyuruyorsunuz. Ancak, temsilcinin ileri sürdüğünü bildirdiğiniz maddeler ile bu şekil biribiri ile çelişmiş görünüyor. Çünkü, meşruluğumuz eskiden olduğu gibi devam ettiği takdirde, hükümet, yasama gücünün güvenine sahip ve denetimine tabi bir heyetten ibaret olur ki, artık bu heyetin kuruluşunda Amerika’nın müdahalesi ve etkisi olamaz. Bu durumda ya meşruluk devam edecektir ve Amerika’dan adil bir hükümetin kurulmasını istemeye gerek yoktur. Yahut da, istendiğine göre, meşruluğun devamı sözden ibaret kalır.

d) Öğretim ve eğitimin yayılmasından ve genelleştirilmesinden maksat nedir? İlk anda hatırımıza gelen, memleketin her tarafında Amerikan okullarının açılmasıdır. Çünkü daha şimdiden yalnız Sivas’ta yirmi beş kadar okul açmışlardır ki, yalnız bir tanesinde bin beş yüz kadar Ermeni öğrenci vardır. Bu durum karşısında Osmanlı ve İslam öğretim ve eğitiminin yayılması ve genelleştirilmesi ile bu teşebbüs nasıl bağdaştırılacaktır.

e) Din ve mezhep hürriyetinin sağlanması maddesi de önemlidir. Patrikhanelerin imtiyazları devam ederken bunun farklı yanı ve anlamı nedir?

f) Temsilcinin beşinci madde olarak sözünü ettiği bütün Osmanlı ülkesinin sınırları ne demektir? Yani savaştan önceki sınırlarımız mıdır? Eğer bu deyim içinde Suriye ve Irak da varsa, Anadolu halkının Arabistan adına mandaterlik isteğine hak ve yetkisi olabilir mi?

g) Bugünkü hükümetin politikası nedir? Tevfik Paşa neden Londra’ya gitti? Amerikalılar gibi İngilizlerin de ayrıca bir mandaterlik politikası güttükleri anlaşılıyor. Aralarındaki fark nedir? Hükümet Amerikan mandası için ne düşünüyor? Yani buna eğilimli mi, yoksa isteksiz mi? Amerikalılar neden Ermenistan mandaterliğini bıraktılar? Amerikalılar mandayı almaya ne dereceye kadar yatkın ve isteklidirler

2 — Sivas Kongresi’nin toplanması, Erzurum Kongresi’nin sonucuna bağlıdır. Bununla ayrıca uğraşılmaktadır. Yüksek şahsiyetlerinin bunu beklemek üzere ya Tokat’ta yahut Amasya’da bulunmaları uygundur. Saygılarımızı sunarız.

Mustafa Kemal”

Cumhuriyet Bayramı’nız şimdiden kutlu olsun.

Leave a Comment

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir